Page 11 - Konya'nın Sazında Kırk Türkü
P. 11
2 | KONYA’NIN SAZINDA TÜRKÜ
Nuri Cennet’in asıl adı Nuri Büyükbahçıvan’dır. Konya’nın Ahmet Dede Mahallesi’nde (eski
adıyla Bityemez Mahallesi) 1942 yılında doğmuştur. Annesi Nazire Hanım’dır. Babası Mehmet Bey’in
mesleği terziliktir ve Cennet Usta lakabıyla bilinmektedir. Sazı ve sözü seven, muhabbet ehli bir insandır.
Mesleği yorgancılık olan dedesi Recep Özaltan ise cura ve ud çalan bir türkü sevdalısıdır. 1950’li
yıllarda Nuri Cennet’in müzik yeteneği, ilkokul öğretmeni Fahriye Hanım tarafından fark edilmiştir.
Müzik derslerinde sık sık ‘Karadır Kaşların Ferman Yazdırır’ türküsünü okuyan Nuri Cennet’e Fahriye
öğretmeni de kemanıyla eşlik etmiştir. Öğretmeni Nuri Cennet’in ileride çok iyi bir müzisyen olacağına
inanmıştır. Ancak Nuri Cennet, terzilik yapmak yani baba mesleğini tercih etmek zorunda kalmıştır.
İlkokuldan sonra terzi çırağı olarak hayata atılmıştır. Babasıyla birlikte on sekiz yıl çalıştıktan sonra
ayrı bir dükkân açarak terziliği tek başına sürdürmeye karar vermiştir. Fakat asla vazgeçemediği musiki
sevdasını ruhunun derinliklerinde sürekli besleyip büyütmüştür. Barana, oturak ve çetnevir ortamlarında,
muhabbet meclislerinde Konya türküleri okuma hayalini çocukluğundan itibaren sürdürmüştür. Konya
türkülerini meşk etmeye dair duyduğu bu sevda, yıllarca Nuri Cennet’in rüyalarını bile süslemiştir.
Arkadaş çevresi, sosyal ortamı ve ailesi de onun rüyasını, hayalini ve ümidini daima beslemişlerdir.
Müzikle ilk münasebeti, rahmetli dedesi Recep Özaltan aracılığıyla başlamıştır.
Çok iyi cura çalan dedesi, Nuri Cennet’in sünnetinde bir tören tertip etmişti. Bu törende mahalle
komşuları Daldının Cevdet ve Mazhar Sakman divan sazı çalarak, Kazım Şalvarcı kanun çalarak,
Recep dedesi de cura çalarak çok hoş bir muhabbet meclisi kurmuşlardı. Konya türkülerinin közü
Nuri Cennet’in yüreğine bu sünnet töreninde düşmüştü. O gün meşk edilen türkülerin tadı damağında
kalmıştı. Konya türkülerini ilk olarak (ünlü bir cura sanatçısı olan) rahmetli dedesinden öğrenmeye
çalışmıştı. Bu arada üç yıl kadar güreş sporu yapan Nuri Cennet, Mehmet Ceran adlı bir arkadaşıyla
çetnevirlere gitmeye başlamıştı. O dönemde lise öğrencisi olan Mehmet Ceran ud çalıyor, Nuri Cennet
de türkü okuyordu. Bir gün bir mecliste usta sazcılarla karşılaştı. Mehmet Ali Kocakaşlı ve Kertmen
Mevlüt Ağa sazlarıyla gelmişti. O gün onların eşliğinde Furun Üstünde Furun türküsünü okudu. Bu,
Nuri Cennet’in ilk profesyonel icrasıydı. Zaman içerisinde Tataroğlu Mehmet Ağa, Avcının Mevlüt Ağa,
Âmâ Mehmet Ağa gibi farklı ustaların önünde diz çökerek rüştünü ispatladı Nuri Cennet.
Ayrıca Nuri Cennet, Konya’nın rahmetli ve kıymetli sanatçısı Kör Ahmet’le aynı mahallede ikamet
ediyordu, komşulardı. Kör Ahmet düğünlerde ve kına gecelerinde sahne alırken çalıp söyleyeceği düğün
evine Nuri Cennet elinden tutup götürüyordu. Kör Ahmet o zamanlarda ud çalmasını bilmediği için bakır