Page 8 - Konya'nın Sazında Kırk Türkü
P. 8
VII
ÖN SÖZ
Anadolu coğrafyası, binlerce yıllık tarihi süreçte değişik kültürlerin, medeniyetlerin ve sanatın kavuştuğu
bir merkez olmuştur. Bu topraklar, zengin ve köklü geçmişiyle insanlığın belleğine iz bırakan birçok medeniyete
ev sahipliği yapmıştır. Bu ev sahipliği tarihte Çatalhöyük ile başlamıştır. Çeşitli ev araç gereçlerinin ve av
aletlerinin yanı sıra kültürün ve sanatın da doğduğu yer Çatalhöyük’tür. İnsanlığın bilinen en eski yerleşim alanı
olan Çatalhöyük ile birlikte Konya; Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Karamanoğulları, Osmanlılar ve en son
Cumhuriyet Dönemi’nden de izler taşımaktadır. Konya’nın sokaklarında farklı uygarlıkların izlerini görmek,
âdeta bir açık hava müzesini ziyaret etmek gibidir. Engin bir kültürel mirasa sahibiz.
Konya’nın mirasını nesilden nesle aktarmamız gerektiğinin farkındayız. Kültürel mirasımızın en özel
yansımalarından biri Türk halk müziği ve türkülerimizdir. Musiki, Konya’nın kültürel geçmişine zenginliğini
ve ağırlığını veren unsurların başında gelir. Konya bir Anadolu şehri, Anadolu ise türkülerimizin doğduğu
yer. Sevinçlerin, hüzünlerin, aşkların ve özlemlerin içten bir yansıması olan türküler, duyguların en saf halini
barındırırlar. Sazın tellerinden yankılana yankılana geçmişi bugüne taşıyan türküler, bu yönüyle köprü vazifesi
görmektedir. Şehrimizin tarihi ve kültürel zenginliğinin saklandığı türkülerimiz, insanların yaşamlarını, duygularını
ve geçmişlerini yansıtan bir hazineyi oluşturmuştur. Ayrıca memleketimiz kimliğimizdir. Kimliğimizin güçlü
dinamikleri de türkülerimizde içkindir.
İnsanların duygularını ifade etmesinin yanı sıra müziğin, kültürel bağları güçlendiren bir tarafı da vardır.
Bu tarafından baktığımızda türkülerimizin, sadece ezgilerden ibaret olduğunu düşünemeyiz. Konya’nın sazına,
türkülerine ve ses sanatçılarına, kimliğimizi ve geçmişimizi en güzel şekilde yansıtan ve kültürel bağlarımızı
güçlendiren unsurlar olarak bakabiliriz. İşte bu kitabın amacı, Konya’nın sazında meşk edilen kırk farklı
türküyle mirasımızı ruhumuzda hissetmektir. Kültürel zenginliğimizi yansıtan hazineye bu türküler aracılığıyla
ulaşabiliriz. Yaşanmışlıkların, sevinçlerin, hüznün ve aşkın izini sürerek çıkılan bu zaman yolculuğunda her türkü,
Anadolu’nun ve Konya’nın renkli ve zengin geçmişine dair bir duraktır. Aynı zamanda her türkü, sadece birer
ezgi değil binlerce yıllık mirası ve insanlığın ortak duygularını yansıtan birer aynadır. Çünkü yaşanmış her hikâye,
her duygu ve her türkü anlam doludur. Bu anlamları keşfetmek, geçmişi anlamak ve geleceği inşa etmek adına
atılan bir adım olarak bu kitap, mirasımızı yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma çabasının bir parçasıdır.
Mayıs 2024
Nuri CENNET