Page 12 - Konya'nın Sazında Kırk Türkü
P. 12
3
bardağın ya da güğümün tabanını çalıyordu ve Nuri Cennet de ona eşlik ediyordu (Kuzu, 2013, s. 21).
Yıllar içerisinde türkülerinde kendisine geleneksel bir tat ve otantik bir üslup tutturan Nuri
Cennet, askerlik görevini tamamlayıp döndükten sonra dönemin yaygın toplumsal kabulüne göre
evlenme yaşına gelmişti. Nuri Cennet beş yaşındayken annesi vefat ettiği için ninesi Aliye Hanım,
kız aramaya başlamıştı. Birkaç ailenin kızına talip olduklarında olumsuz bir tavırla karşılaştılar. Nuri
Cennet çalgıcı-çengici olarak biliniyor ve şarkıyla, türküyle karın doyurulmaz düşüncesiyle kız vermek
istemiyorlardı. Sekiz ay boyunca evlenmek gayesiyle kapı kapı dolaştıktan sonra nihayet o dönemde
belediye personeli olan Hasan Hüseyin Uyarel’in kızına talip oldular. Hasan Hüseyin Uyarel çevresindeki
insanlar tarafından uyarıldı: “Nuri Cennet şarkı-türkü söyler, çalgıcı adamdan damat mı olur?” O da
şöyle karşılık verdi: “Ne olacak sanki? Ben de kanun çalıyorum, kayınbaba-damat birlikte çalar söyleriz.”
Kayınbabasının bu tutumu vesilesiyle kısmet oldu ve evlendi Nuri Cennet. Ancak dönemin çalgıcılığa
dair yanlış algısından kaynaklanan laflar, sözler ve dedikodular hep devam etti. Nuri Cennet’in kendisinin
ve ailesinin hayatında huzursuz izler kaldı.
Kayınpederinin tutumunda zikrettiği şey vücut buldu ve ‘Belediye Ekibi’ adıyla bir saz ekibi
kurdular. Bu ekibin solisti Nuri Cennet, kanunisi Hasan Hüseyin Uyarel, udisi Mustafa Gürbilek,
sazcısı Mestçi Selam, curacısı Bahattin Özçetin idi. Zamanla Konya genelinde çok nam saldı bu barana.
Elbette nam saldığı kadar tepkilere de maruz kaldı Nuri Cennet ve ekibi. O dönemde saz-söz işleri ile
uğraşmak ayıp sayılabiliyordu. Bu yüzden ekip çetnevirlere, oturaklara, muhabbet meclislerine giderken
enstrümanlarını çuvallara, heybelere ya da bavullara saklıyordu. Nuri Cennet, şimdiki gençlerin sazlarını,
gitarlarını vs. saklamadan sokağa çıkabilmelerine gıpta ile bakıyor.
Nuri Cennet’in gözlem ve deneyimlerine göre günümüzde Konya türkülerinin aslına uygun icrası
için ve ülke genelinde tanınıp bilinmesi için genç sanatçılar yetiştirmek gerekiyor. Çünkü radyolar ve
televizyonlar Konya türkülerine yeteri kadar yer vermiyor. Türkülerimizin ülke çapında ve dünya çapında
bilinmesi için türkülerimizi Konya ağzı ve üslubu ile okuyabilecek genç sanatçılar yetiştirip radyolara ve
televizyonlara çıkarabilmemiz gerekiyor. Ekranlardaki sanatçılar nerede yetiştiyse o bölgenin türkülerini
seslendiriyorlar. Doğu’dan çıkan sanatçılar Doğu türküleri, Karadeniz’den çıkan sanatçılar Karadeniz
türküleri icra ediyor. Nuri Cennet, Konya türkülerini herkesin çalıp okuyamayacağını iddia ediyor. Bu
yüzden Konyalı sanatçılar yetiştirilmesi gerektiğini şart görüyor ve hep vurguluyor.