Page 34 - Konya'nın Sazında Kırk Türkü
P. 34
25
TÜRKÜLERİN SOSYO-KÜLTÜREL AÇIDAN KONYA’DAKİ İZ
DÜŞÜMÜ
Hakan Yapıcı 1
Müzik ve toplum arasında anlamlı, karşılıklı ve çok boyutlu bir ilişki vardır. Müzik üzerinden
toplumun içerisinde bulunduğu koşullara dair çıkarım ve yorum yapmak mümkündür. Söz konusu
ilişki, hangi bölgede hangi müzik türünün baskın olduğu, hangi müzik türünün hangi cinsiyet grupları
ve hangi sınıflar tarafından tercih edildiği gibi detayları barındırmaktadır. Örneğin göç neticesinde
insanların şehir hayatına uyum göstermedeki problemler de müzikte ifade bulmaktadır. Müzik, belirli
melodi ve kalıplar aracılığıyla kitlelerin zevk ve beğenilerini manipüle etme (Adorno & Horkheimer,
1979) gücüne sahiptir. Ayrıca hem teknik ve ekonomik gelişmeler hem de toplumsal ilişkiler, müziği
ve müzik aletlerini şekillendirmektedir (Weber, 1958). Müziğin hem dönüşen hem dönüştüren yapısı
ona toplumsal bir işlev kazandırmaktadır. Küreselleşme, şehirleşme, göç, kültür endüstrisi ve iletişim
teknolojileri gibi sosyolojik olgu ve süreçler hem müziği hem de müziğin sosyal anlamını ve kullanımını
değiştirip dönüştürmektedir. Etnomüzikoloji, müzik antropolojisi, halk bilimi, müzikoloji ve müzik
sosyolojisi; müzik üzerinden bir toplumu ve kültürü anlamlandırmaya ilişkin disiplinlerdir.
Türk düşüncesinde müzik ve toplumsal değişme üzerine çalışmaların tohumları Cumhuriyet
döneminden önce atılmaya başlamıştır. Ülkemizde modernleşme sürecinin müzik alanında da yansımaları
olmuştur. II. Mahmut 1826’da Mehterhane’yi lağvetmiş ve yerine Batılı nitelikte Muzika-i Hümâyun’u
kurmuştur. Bu kurum 1924’te, Riyaset-i Cumhur Musiki Heyetine yani günümüzdeki Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrasına dönüştürülecektir. 1925’te İtalyan Guiseppe Donizetti (repertuar oluşturmak ve
eğitim vermek amacıyla) kurumun başına getirilerek müzikte modernleşme süreci hızlanmıştır. III. Selim
döneminde (1797) ilk defa sarayda opera sergilenerek başlayan modernleşme, geç Osmanlı dönemine
1 Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Doktorant.